Pages

About my Blog

Welcome to blogger. This is your first content for welcome says for your blog. Edit or delete it, then start blogging! Go To Edit Html after that expand widget templates and find this content with search for easy find this content and if you done found content you can edit or deleted it as you want and thank's using our work / themes i very happy about this.

9 Ocak 2012 Pazartesi

İnsan hakları ve çocuk hakları arasındaki fark nedir?

İnsan hakları ve çocuk hakları arasındaki fark nedir?
İnsan hakları bütün insanların sahip olduğu haklardır. Çocuk hakları ise, doğal durumları gereği dezavantajlı bir durumda olan çocukların insan haklarının korunabilmesi için onlara tanınan ek haklardır.
Türkiye ve dünyada Sokakta Yaşayan / Çalıştırılan Çocuklar
  Çocuk işçiliği sadece Türkiye’de ya da gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş ülkelerde de kısacası tüm dünyada önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Birçok ülkede yapılan araştırma sonuçları ; dünyada yaşları 5 ile 14 arasında değişen 250 milyon çalışan çocuk olduğunu göstermektedir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak değişmekle birlikte dünyadaki her beş ile üç çocuktan birisinin ekonomik olarak faal olduğu gözlenmekte; çalışan çocukların büyük çoğunluğu ise, gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır.
Çocuk hakları sözleşmesi maddeleri:
  Madde 28:
1)      Taraf Devletler, Çocuğun eğitim hakkını kabul ederler ve bu hakkın fırsat eşitliği temeli üzerinde tedricen gerçekleştirilmesi görüşüyle özellikle:
a- İlköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirirler;
b- Ortaöğretim sistemlerinin genel olduğu kadar mesleki nitelikte de olmak üzere çeşitli biçimlerde örgütlenmesini teşvik ederler ve bunların tüm çocuklara açık olmasını sağlarlar ve gerekli durumlarda mali yardım yapılması ve öğretimi parasız kılmak gibi uygun önlemleri alırlar;
c- Uygun bütün araçları kullanarak, yüksek öğretimi yetenekleri doğrultusunda herkese açık hale getirirler;
d- Eğitim ve meslek seçimine ilişkin bilgi ve rehberliği bütün çocuklar için elde edilir hale getirirler;
e- Okullarda düzenli biçimde devamını sağlanması ve okulu terk etme oranlarının düşürülmesi için önlem alırlar.
2) Taraf Devletler, okul disiplininin çocuğun insan olarak taşıdığı saygınlıkla bağdaşır biçimde ve bu Sözleşmeye uygun olarak yürütülmesinin sağlanması amacıyla gerekli olan tüm önlemleri alırlar.
3) Taraf Devletler eğitim alanında, özellikle cehaletin ve okuma yazma bilmemenin dünyadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve çağdaş eğitim yöntemlerine ve bilimsel ve teknik bilgilere sahip olunmasını kolaylaştırmak amacıyla uluslararası işbirliğini güçlendirir ve teşvik ederler. Bu konuda, gelişmekte olan ülkelerin gereksinimleri özellikle göz önünde tutulur.

·         Madde 32:
1) Taraf Devletler, çocuğun ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler.
2) Taraf Devletler, bu maddenin uygulamaya konulmasını sağlamak için yasal, idari, toplumsal ve eğitsel her önlemi alırlar. Bu amaçlar ve öteki uluslararası belgelerin ilgili hükümle göz önünde tutularak, Taraf Devletler özellikle şu önlemleri alırlar:
a- İşe kabul için bir ya da birden çok asgari yaş sınırı tespit ederler;
b- Çalışmanın saat olarak süresi ve koşullarına ilişkin uygun düzenlemeleri yaparlar.
c- Bu maddenin etkili biçimde uygulanmasını sağlamak için ceza veya başka uygun yaptırımlar öngörürler.

·         Madde 33Taraf Devletler, çocukların uluslararası anlaşmalarda tanımladığı biçimde uyuşturucu ve psikotrop maddelerin yasadışı kullanımına karşı korunması ve çocukların bu tür maddelerin yasadışı üretimi ve kaçakçılığı alanında kullanılmasını önlemek amacıyla, yasal, sosyal ve eğitsel nitelikler de dahil olmak üzere, her türlü uygun önlemleri alırlar.
·         Madde 39Taraf Devletler, her türlü ihmal, sömürü ya da suistimal, işkence ya da her türlü zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulaması ya da silahlı çatışma mağduru olan bir çocuğun, bedensel ve ruhsal bakımdan sağlığına yeniden kavuşması ve yeniden toplumla bütünleşebilmesini temin için uygun olan tüm önlemleri alırlar. Bu tür sağlığa kavuşturma ve toplumla bütünleştirme, çocuğun sağlığını, özgüvenine ve saygınlığını geliştirici bir ortamda gerçekleştirilir.

Sokakta Yaşayan / Çalıştırılan Çocuklar:

  Ülkemizde sanayileşme ve kentleşmeyle birlikte ortaya çıkmaya başlayan sokakta yaşayan/çalıştırılan çocuklar sorunu, özellikle 1990’ların ortalarından beri  artmaya başlamıştır. Sokakta yaşayan/çalıştırılan çocuklar her türlü taciz, şiddet, soğuk, açlık, aşırı yorgunluk, egzoz gazları, kazalara ve yerli yersiz her tür suçlamalarla karşı karşıya kalmaktadır. Ayrıca bu çocuklar, eğitim ve öğretimlerini aksatmakta veya başarısız olmaktadırlar. Toplumda “sokak çocukları” olarak adlandırılan bu çocuklar, sokağın çocukları değil sokağa itilen, sürüklenen çocuklardır. 
  Sokakta yaşayan çocuklar; sokağı mesken tutan, günlük hayatının tamamını sokakta geçiren, yaşadıkları ortamlarda her türlü ihmal, istismar, sömürü ve kötü davranışa maruz kalan, aile veya yasal yakınlarıyla bağları kısmen ya da tamamen kopmuş, risklere karşı kendilerini koruyamayan, bir kısmı da yaşadıkları ortam ve geçirdikleri travma sonucu uçucu ve uyuşturucu madde kullanan çocuklardır.
   Sokakta çalıştırılan çocuklar;  aileleri ile bağları kopmamış ancak sosyal destekleri çok zayıf olan, kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve ailelerin gelirlerine katkıda bulunmak için sokakta çalıştırılan veya çalışmak zorunda olan çocuklardır.  

Çocukları Sokakta Yaşamaya/Çalıştırmaya İten Nedenler:
  Göç
  Ailenin içi ihmal, istismar ve şiddet
  Aile parçalanması
  İşsizlik
  Ekonomik yoksunluk
  Ebeveynlerden birisinin evi terk etmesi,
  Ailenin eğitimsizliği,
  Çocuğun okul başarısızlığı,
  Çocuğun sokakta çalışıp, para kazanmasını teşvik edilmesi,
  Akran grupları,
  Sokağın çekiciliği ve özgürlüğü,
  Çocukların eğitim sistemine dahil edilememesi,
  Boş zamanları değerlendirici etkinliklerin yetersizliği,
  Ailenin olumsuz tutum ve davranışları,
  Yetişkinlerin çocuklara sokakta para ve eşya verme gibi olumsuz tutum ve davranışları.

Aile içi şiddet ve istismar:
  Sağlıklı aile ortamında yetişmeyen çocuğun eğitimine önem verilmemekte, aile bütçesine katkıda bulunması beklenmekte ve çocuk, yaşına uygun olmayan ruhsal ve fiziksel sağlığını tehlikeye sokan işlerin yanı sıra madde bağımlılığı kazanmasına neden olacak işlerde çalıştırılmaktadır. Çocuklar para kazandığı için kendisini yetişkin gibi hissetmektedir. Çoğu zaman ailenin denetiminden uzaklaşan çocuk, eğitimini yarıda bırakmakta, akran gruplardan soyutlandığı gibi yetişkinlerin dünyasına da girememekte, iş ortamında da uyum sağlayamayarak ayrılmakta, sokaktaki sınırsız ve sorumsuz özgürlüğü seçerek sosyal yaşamdan tamamen kopmakta ve bir süre sonra sokakta yaşamayı tercih eder hale gelmektedir.
  Sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara, kardeşlerine ve ailelerine yönelik hizmetler  Sosyal Hizmetler  ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı Çocuk ve Gençlik Merkezleri aracılığı ile verilmektedir.

Sokakta Yaşayan / Çalıştırılan Çocuklar için yapılması gerekenler:
Çocuklara Yönelik Çalışmalar:
  Çocukların sokakta tespitine yönelik yürütülen mobil sokak çalışmaları,
  Ailelerinin  psiko- sosyal incelenmesi,
  Çocukların psiko sosyal gelişimini destekleme çalışmaları,
  Barınma, bakım, giyim, gıda ihtiyaçlarının karşılanması,
  Eğitimin önemi konusunda bilgilendirme çalışmaları,
  Eğitimlerini destekleyici faaliyetler,
  Eğitime yeniden kazandırma çalışmaları,
  Eğitim ihtiyaçlarının karşılanması,
  Meslek edindirmeye yönelik çalışmalar,
  Gelir getirici atölye çalışmaları,
  Sosyal kültürel, sanatsal etkinlikler ile sportif ve hobi faaliyetleri ,
  Tedavi ve rehabilite edici hizmetler,
  Sağlık sorunlarına yönelik çalışmalar; İhtiyaç duyan çocuklara sağlık hizmetleri sunulmakta olup, bu hizmet Sağlık Bakanlığı kuruluşları aracılığı ile gerçekleştirilmektedir.
  Uçucu madde kullanan çocuklar ÇEMATEM veya UMATEM’lerde tedavileri sağlanmaktadır.
  Çocuklarla, onları korkutarak başa çıkmaya çalışmamalıyız,
  Zekâlarını küçümsememeliyiz,
  Kendi değer yargılarımızı aşılamaya çalışmamalıyız,
  Onların dünyaya nasıl baktıklarını bildiğimizi düşünmemeliyiz,
  Onların istek ve ihtiyaçlarını bildiğimizi düşünmemeliyiz
  Her ziyaretimizde veya görüşmemizde onlara bir şeyler vererek bağımlılık yaratmamalıyız,
  Kendi aralarındaki ağı ve sosyal çevrelerini bozmamalıyız.

KAYNAKÇALAR:
  www.yayım.meb.gov.tr  Nuray SENEMOĞLU
  Prof. Dr. Ioanna KUÇURADI

0 yorum:

Yorum Gönder